Soru içeren YORUMLARA CEVAPLAR


ANA SAYFA:
Konu Başlığı:
BAŞLANGIÇ
YORUM-1:
Öncelikle sanal âlemde yayın hayatına kattığınız bu paylaşım sitesinin hayırlı olmasını dilerim. Ve ilginç, aykırı, ama yanlış bildiklerimize aykırı konularla bizi aydınlatabilecek yazı dizilerinin bizi beklediği izlenimi edindiğimi söyleyebilirim nedeni ise yazınızın sonunda ki sorunuzdur.
Ama her şeyi dosdoğru tasvip etmemizi de beklememelisiniz kendi adıma en azından yapıcı olacağını düşündüğüm birkaç eleştiri veya adına her ne derseniz düşüncelerimi diyelim buyrun.
Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın koruyuculuğunda olduğu tanrısal bir gerçektir. cümlesinde TANRISAL yerine İLAHİ olabilir mi?
Ve sömürü!...
Adına ne derseniz deyin, fark etmez...
İnsanlığın en büyük düşmanı, yoksul ve zayıfın karabasanı...
Sömürü düzeni din ortamında, çok daha geniş, çok daha elverişli koşullarla yaşamını sürdürür.
Genellikle yoksulun minicik varlığına gözünü diker. Acımasızdır, amansızdır ve vicdansızdır.
 CEVAP-1:
Sayın Özlenene Hasret,

 “Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın koruyuculuğunda olduğu tanrısal bir gerçektir.” cümlesinde yer alan “TANRISAL yerine İLAHİ olabilir mi?” diye sormuşsunuz.
Türkçe konuşanların dinimizi olabildiğince Türkçe sözcük ve kavramlarla öğrenmesi daha uygun olacaktır. Allah’ın iradesinin de bu yönde olduğu İbrahim Suresi 4. Ayetinde: “Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun.” şeklindeki açıklamada ikileme yer bırakmayacak biçimde vurgulanmıştır.
Allah sözcüğü özel ad olduğu için değiştirilmeden aynen kullanılması uygun olacaktır. Ancak “ilah” sözcüğü özel ad olmayıp genel olarak bu anlamda kullanılan diğer inanılanları da kapsamaktadır.
Kelimeyi tevhit dediğimiz “La ilahe illallah.” tümcesi bilindiği gibi “Allah’tan başka ilah yoktur.” anlamındadır.
Belirttiğiniz gibi “tanrısal” sözcüğünün karşılığı “ilahî”dir. Ne var ki “tanrısal” yerine “ilahî” sözcüğünü kullanmamızda bir sakınca olmamasına rağmen özel adlar dışındaki sözcüklerin TÜRKÇE karşılıklarını kullanmayı yeğlemek uygun olacaktır.
Sayfamızla ilgili olumlu yaklaşımınız bize çalışma hızı verirken doğruyu arama becerisi de kazandıracaktır. Teşekkür ederim.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin
YORUM-2:
Adsız dedi ki...
Sayın Hüseyin YEĞİN,
Öncelikle siteniz hayırlara vesile olur inşallah... Yazınızı okudum ve gerçekten bizlere yol göstereceğinden eminim.. Kur'an-ı Kerim değiştirilemez. Bunu hepimiz biliyoruz ve inanıyoruz... Yazınızı okuduktan sonra şunu daha iyi anladım ki Kur'an-ı Kerim değiştirilemese bile insanlar kendi çıkarları için dini sömürüyorlar ve bu da Kur'an-ı Kerim'in değiştirilmesi kadar etkili bir yol halini alıyor... Bildiğimiz gibi Hristiyan din adamları İncil'i değiştirerek kendilerinin menfaatlerine uygun hale getirmişlerdir... Peki dini sömürüp yine insanların kendi menfaatlerine göre hareket etmeleri buna eş değer değil midir?
Bizi aydınlattığınız için tekrar teşekkür ederim.. Yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum...
Saygılarımla Emre ALIÇ… (20 Haziran 2010 22.08)


CEVAP-2:
Sayın Emre Alıç,
“Din sömürüsü, Kur'an-ı Kerim değiştirilmese dahi sanki değiştirilmiş gibi etkili oluyor.” görüşünüze içtenlikle katılıyorum.
Tarih bunun örneklerini sergilemiştir. Uygarlığın en ileri düzeyinde bulunan İslam kesiminin şimdilerde uygarlığın gerisinde kalmaları, Kur’an’dan kopuşun yeterli bir örneği değil midir?
Din sömürüsü, Kur’ansal gerçekten kopup sanki kopmamış gibi davranmak, hatta Allah’ın kurallarını bilerek değiştirmek ya da yanına yeni kurallar eklemek suretiyle çıkar sağlamaktır.
İnsanlığı felakete sürüklemekle eş değer olan bu tavırdan daha elim ve acı verici başka bir şeyin olacağını sanmıyorum. Hristiyanların yaptıkların bile bunun yanında azdır!
Bu tavır karşısında suskun kalmak insanlara karşı yüklendiğimiz borcun yerine getirilmemesi anlamındadır.
Sayfa ile ilgili olumlu yaklaşımınız çalışmalarımıza hız verecektir. Teşekkür ederim.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin
KONU BAŞLIĞI:
Kur’an-ı Kerim’de Ayet Sayısı 6666 değil 6236’dır.
YORUM-1:
özlenene hasret dedi ki...

Merhaba
Size sormak istediğim acaba siz ayet sayımını kendiniz mi yaptınız? Yaptıysanız hangi teknikle yaptınız? (yazınızda verdiğiniz örneklere dayanarak soruyorum.) Yoksa daha önce bu sayımı yapmış birinden aklınıza yatanı mı bize sundunuz?
Şimdiden Teşekkür ederim. (16 Haziran 2010 19.29)

CEVAP-1:
Sayın Özlenene Hasret,
Ayet sayısının 6236 olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığından onaylı Kur’an-ı Kerim’deki ayetleri bizzat sayarak tespit ettim. Hatalı hesaplamadığıma inanıncaya dek bu sayımı tekrarladım. Toplamada hata yapmayayım diye, defalarca yaptığım bu toplama işlemlerinin yanında Microsoft Office Excel programını (matematiksel işlemlerin yapılmasını alabildiğine kolaylaştıran bir program) kullandım. Sonuç hepsinde de aynı çıktı: 6236 ayet.
Siz de yapsanız aynı sayıyı bulacaksınız…
Yeri gelmişken belirtmeliyim: Verdiğim bilgilerin doğruluğunu ayrı ayrı günlerde Kur’an-ı Kerim üzerinde, birkaç kez denetledikten sonra okuyucularıma sunuyorum. Hatasız kul olmaz, derler! Bu konudaki hatalardan Allah’a sığınıyorum.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin
YORUM-2:
Adsız dedi ki...
Merhaba..
Yazınızı görmek gerçekten mutlu etti beni... Ben bir şeyi merak ediyorum ve size sormak istiyorum ve sorumu sormadan önce de hiçbir şeyin Kur'an-ı Kerim'in değiştirilmiş olduğunu göstermeyeceğini belirtmek isterim. Biliyoruz ve inanıyoruz ki Kur'an-ı Kerim Yüce Allah(c.c) tarafından korunuyor... Şimdi sorumu sormak istiyorum.
Kur'an-ı Kerim'de 6666 ayet var deniliyor. Siz elimdeki resmi onaylı Kur'an-ı Kerim'de 6236 tane ayet var diyorsunuz. Peki, neden Diyanet İşleri çerçevesi altındaki insanlar toplanıp bu konuda araştırma yapmıyorlar?
Sonuçta onların ağzından bize söylenen rakam doğru değilse insanların kafasında, siz bize yalan söylediniz belki de Kur'an-ı Kerim de değiştirilmiştir gibi bir düşünce belirmez mi?
Bu da inançları biraz daha az olan insanları dinden soğutmaz mı?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim..
Saygılarımla Emre ALIÇ..
CEVAP-2:
Sayın Emre Alıç,
Ayet sayısında öne sürülen değişik sayılar insanların kafasında Kur'an-ı Kerim’le ilgili soruların doğmasına neden olacak, bu da insanları İslamiyet inancından soğutacaktır.” şeklinde özetlediğiniz görüşlerinize tamamen katılıyorum.
Ayet sayısı 6666 değilse, bu sayı neden öne çıkarılmış? Bunun için söylenecek şeylerden bilinenlerin dışında aklıma gelen ilk şey:
“Ayet sayısını sorduklarında, hata yapıp mahcup olmak istemeyen kimselerin akılda kolay tutulabilen 6666 sayısını ileri sürmüş olabilmeleridir.”
Soruyorsunuz! Peki, 6666 ayet var diyorsunuz, ama sayıyorum 6236 çıkıyor neden? Kimi uzun ayetler ayrılmış, kimi kısa ayetler de birleştirilmiş olduğundan 6666 sayısı tutmayabilir,” cevabı ile karşılaşıyorsunuz. “Hangileri ayrılmış, hangileri birleştirilmiş?” sorunuzun karşılığı ise cevapsız bırakılmaktadır.
Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığının denetiminden geçmiş Kur’an-ı Kerimlerin surelerinde kaç ayet vardır, bellidir ve toplamı 6236’dır.
Suudi Arabistan’da basılan Kur’an-ı Kerimler için de durum aynıdır. Zaten farklı olması düşünülemez. Öyleyse neden?
İslâmiyet’in çevresine örülmüş o kadar çok “nedenler” var ki, bunların mutlaka ayıklanması gerektiği kanısındayım. Bu da ancak, sizin gibi ileri görüşlü ve aklını kullanmayı önde tutan gençlerle mümkün olacaktır.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin
YORUM-3:
Adsız dedi ki...
Merhaba..
Ben üniversite öğrencisiyim ve şu zamana kadar okulda aldığım eğitim ve öğretmenlerimden öğrendiğim kadarı ile Kur’an’daki ayet sayısı 6666 idi. Fakat siz bu sayının 6236 olduğunu söylüyorsunuz. Aslında bunu duyduğuma pek şaşırmadım. Çünkü her geçen gün İslam ve Kur’an hakkında bilmediğim hatta tamamen yanlış bildiğim şeyler olduğunu öğreniyorum. Sanırım bunun en büyük sorumluları ülkemizdeki eğitim sistemi ve bizleriz. Kur’an’daki ayet sayısının kaç olduğunun benim için aslında bir önemi yok. Kur’an’ın bize onu okuyup anlamamız için gönderildiğine inanıyorum. Ayet sayı ister 6666 olsun ister 6236 olsun bunun pek bir şeyi değiştireceğine inanmıyorum. Bu yazıyı okuyunca şunun farkına varıyorum biri özellikle din hakkında bir şey söylüyor ve doğruluğundan emin olamıyorsak kesinlikle araştırmamız gerekir diye düşünüyorum.
Yazılarınızın devamını bekliyoruz.
İyi günler dileğiyle, Saygılar sunarım.
CEVAP-3:
Sayın Adsız,
Kur’an-ı Kerim’le ilgili olarak; her geçen gün bilmediğiniz ya da yanlış bildiğiniz şeylerin olduğunu öğrendiğinizi; ayet sayısının değil onu okuyup anlamanın önemli olduğunu, doğruluğuna emin olmadığınız konularda ise kesinlikle araştırma yapılması gerektiğini belirtiyorsunuz…
Son yargınıza tamamen katılıyorum.
Ancak, “Ayet sayısı ister 6666 ister 6236 olsun bunun pek bir şeyi değiştireceğine inanmıyorum.” yaklaşımınıza ihtiyatla bakmak gerek… Peki! Yarın yahut öbür gün biri çıkıp da: “Kur’an-ı Kerim’in değiştirildiğine asla inanmıyorum. Ama gerçek kitapta 6666 ayet var, elimdekinde ise 6236 ayet. Haydi gelin gerçek kitabın nerede olduğunu araştıralım.” dese ne diyeceksiniz? Kısacası Kur’an adına söylenen her şeyin gerçeği yansıtması için ona inanan herkesin gerekli özeni göstermesi gerektiği inancındayım. Bu saygın dine taraf olanların, tarihin belli bir döneminden sonra sürekli olarak geriye gitmesinin altında yatan ana neden Kur’an gerçeğinden uzaklaşmak olmuştur.
“Doğruluğuna emin olmadığımız konularda kesinlikle araştırma yapmamız gerekir.” derken sizden yüzyıllarca önce insanları Kur’an-ı Kerim’i okumaktan ve öğrenmekten alıkoyan bir düşünce sistemi toplumsal yapıya egemen olmuşsa, ne yapacaksınız?
“Kur’an-ı Kerim’in Türkçesini (mealini) okumak insanları küfre götürür.” diyen bir anlayış çevrenizi kuşatmışsa istediklerinizi yapabilir misiniz?
Peygamber efendimizin sünnetlerini (sözleri, davranışları ve herhangi bir yorum yapmadığı konular) öne çıkarıp “Kur’an’ı değil bunları öğrenmelisiniz.” diyen bir baskının altında özgür iradenizle aklınızı kullanabilecek misiniz?
Allah kısmet ederse daha sonraki zaman aralıklarında bu konulara ayrıntılarıyla değineceğim. “Doğruluğundan emin olamıyorsak kesinlikle araştırmamız gerekir.” düşüncenizin yanındayım. Zaten internet alanında ortaya çıkışımın asıl nedeni de bunun sağlanmasına katkıda bulunabilmektir.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin

YORUM-4
Bu ihtilaflar ayetlerin numaralandırılmasıyla ilgili olup, Kur'an'ın tümü üzerinde ihtilaf yoktur. Zaten bunu ifade etmişsiniz. Kendiniz hangi tekniğe bağlı olarak sayım yaptınız, bu yazınızı havada bırakıyor. Bu tartışmalar yeni değil. Sanıyorum 1914 yılında numaralama uygulandı. Buradaki ihtilafların hepsi kendine göre doğru her birini ayrı ayrı kendi tekniklerinde incelemişseniz görmüş olmanız lazım. Bu tartışmayla nereye varmak istiyorsunuz anlayamadım. Nasıl bir maslahat içeriyor bilemiyorum gelen yorumlardan bu anlaşılıyor. Kurani mesajlara bakmak gerektiğini ve aklımızı vahye teslim etmek gerektiğini imanım gereği size de söylemek istiyorum.

CEVAP-4
Sayın Adsız,
Yorumunuzu ilgiyle okudum! İyi niyetle yapılmış yorumlara saygı duyduğumu belirtmeliyim.
“Kur’an-ı Kerim’de 6236 ayet olduğu konusundaki sayımı hangi tekniği kullanarak yaptığımı” ve “Bu tartışmayla (ayet sayılarıyla ilgili) nereye varmak istediğimi,” soruyorsunuz.
Sorularınızın cevabı; “Soru içeren YORUMLARA CEVAPLAR” sayfamızda ayetlerle ilgili Cevap-1 ve Cevap-2 başlığı altında yer almaktadır. Mümkünse oraya bakmanızı rica ediyorum.
Konunun tartışılması gereken bir boyutta olduğu kanısında değilim. Amacım, Kur’an-ı Kerim’in gerçeklerini ortaya koymak ve Onu perde yapıp ardında oluşturulan korkunç sömürüye “DUR” demeye katkıda bulunmaktır.
“Aklımızı vahye teslim etmek gerektiği,” şeklindeki görüşleriniz, aklı atıl bırakacak ve onu tümüyle tutsak edecek bir yaklaşımı sergiliyorsa buna tam olarak katılmak mümkün değil!...
“Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, insanın aklını kullanması için yüzden fazla ayette insanları teşvik etmişken, hatta yeri geldiğinde emretmişken,” salt olarak aklımızı vahye teslim etmenin doğru olmadığı kanısındayım. Gerek Allah’ın emirlerini anlamamızda, gerekse evrende var olan bilgileri arayıp/tarayıp bulmamızda ve bunları insanlığın hizmetine sunmamızda bize yol gösterecek olan akıldır. Anlamak ve bulmak kavramları ise ancak özgür akılla gerçekleşebilir.
Kısacası vahiy, mutlak inanılması gereken verileri içerirken, akıl da bunların özüne gizlenmiş neden ve niçin sorularına cevap arayacaktır. Kuşkusuz aklı inancın verileriyle yarıştırmak da doğru değil! Yani vahyin ortaya koyduğu her şeye akıl erdirmemiz mümkün değil! Aklımızın ermediği konularda vahye mutlak teslim olmanın kaçınılmaz olduğu konular vardır. Bunları söylediklerimin dışında tutuyorum. “Allah’ın yarattığı; melekleri, Cennet ve cehennemi” görmediğimiz hâlde, onları dünya verileriyle arayıp/tarayıp bulabilmemiz mümkün olmadığı hâlde onlara inanırız. Bu inanmada “akıl vahye teslim olmuştur,” diyebiliriz. Ama genel anlamıyla aklın vahye MUTLAK TESLİMİYETİ Allah’ın da rızasına uygun düşmeyecektir.
Kur’an-ı Kerim’de aklın kullanılması konusunda yüzlerce ayet dururken, aklın mutlak teslimiyetini öneren bir görüşü desteklemenin uygun olmayacağı görüşündeyim. Uzun zamandır bu konuda çalışmalar yapıyorduk, yazınız üzerine çalışmalarımızı öne almaya karar verdik. Allah kısmet ederse yakında bu konuda Kur’an’ın ne dediğini ortaya koymaya çalışacağız.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin

ŞİİR KÖŞESİ SAYFASI
YORUM-1:
özlenene hasret dedi ki...
Üyeler olarak bizlerde şiir yollayabilir miyiz?
CEVAP-1:
Sayın Özlenene Hasret,
Şiir göndermeniz bana mutluluk verecektir.
Ancak takdir edersiniz ki gözden geçirildikten sonra sayfanın özüne uygun olanları yayımlanacaktır.
Allah’a emanet olunuz.
Hüseyin Yeğin